"Ben hatırlatma takıntısı olan bir insanım, her şeyden çok da Amerika'nın, unutkanlıktan mustarip Latin Amerikanın geçmişini hatırlatma takıntım var" diyor Galeano...
Eduardo Galeano... Onun için "dünyanın vicdanı bir gazeteci" deniliyor. Bu övgüye kesinlikle layık olduğunu düşünenlerden olarak Aynalar kitabını size tanıtmak istedim.
Aynalar bir tarih kitabı ama bildiğimiz tarih kitaplarından değil. Kitapta insanlık tarihi anlatılarla ilerliyor. Ve bir tarih kitabından beklenilen o meşhur objektif tutumu bu kitapta bulamazsınız çünkü bu bir tarih kitabı değil, insafı elden bırakmadan yazılmış bir yaşanmışlıklar kitabı.
Girişte de belirttiğim üzere "İnsanların, özellikle de Latin Amerika halkının mustarip olduğu unutkanlıkla savaşmak için" yazdığını belirten Eduardo Galeano, Chavez'in, Obama'ya "Latin Amerika'nın Kesik Damarları" kitabını hediye etmeden önce de tanınan ve okunan bir yazardı. Ama bu olay, onun tüm dünyada çok satanlar listelerine girmesine yol açtı.
Gördüğünüz üzere kitap adının altında "Neredeyse Evrensel Bir Tarih" notu düşülmüş nedeni kendisine sorulduğundaysa şöyle bir cevap vermiş; "Bilmiyorum, ‘evrensel bir tarih’ ya da bunun gibi bir şey demek bana fazla vakur ve ciddi geldi. Ben tarihçi değilim. Bu kitap çok deli bir projeydi. Zaman ve harita sınırlarının ötesine geçmeye çalışmak çılgınca bir maceraydı. Görünmeyenler üzerinden insanlık tarihini yeniden keşfetmeye, yeniden inşa etmeye çalışan, ırkçılık ve maçoluk, militarizm, elitizm ve başka bir çok ‘izm’lerin oluşturduğu, yeryüzündeki gökkuşağını yeniden keşfetmeye çalışmak için 600 kısa öyküden toparlandı. Kitabın amacı nihayetinde, hiç kimse olamamışların ağzından hiç kimse olamayanları anlatmaktı. "
Anlatıların biçemini daha net görebilmeniz açısından size kitaptan bir bölüm ya da hızımı alamayıp bir kaç bölüm paylaşacağım...
***********
Hitler hiçbir şeyi icat etmedi. Yahudiler iki bin yıldan beri İsa'nın affedilmez katilleri ve bütün suçların mümessilidirler.
Bu nasıl oluyor? İsa yahudi değil miydi? On iki havari ve dört İncil yazarı da Yahudi değil miydiler? Ne dersiniz? Bu olamaz. Ortaya serilen gerçeklerin şüphe götürür tarafı yok: Şeytan sinagoglarda ders verir ve Yahudilerin daha en başından beri kendilerini mayasız ekmeği lekelemeye, kutsal suları zehirlemeye, iflasları tetiklemeye ve veba mikrobunu yaymaya adamışlardır.
1290 yılında İngiltere geride bir tane bile kalmayacak şekilde onları ülkeden kovdu. Ancak bu durum, hayatlarında belki de bir tane bile yahudi görmemiş olan Marlowe ya da Shakespeare'in kan emici asalak ya da tefeci cimri karikatürüne uyan tiplemeler yaratmalarına engel teşkil etmedi.
Şeytanın hizmetinde olmakla itham edilen bu lanetliler asırlar boyunca kovulma üzerine kovulma, katliam üzerine katliam yaşadılar. İngiltere'nin ardından sırasıyla Fransa'dan, Avusturya'dan, İspanya'dan, Portekiz'den, ve sayısız İsviçre, Almanya ve İtalya şehrinden de atıldılar. İspanya'da tam on üç asır boyunca yaşamışlardı. Giderken yanlarında evlerinin anahtarını da götürmüşlerdi. O anahtarları bugün hâlâ saklayanlar var.
Hitler tarafından organize edilen korkunç boyuttaki can pazarı uzun bir tarihin zirve noktasıydı.
Yahudi avı her zaman için bir Avrupalı sporu olmuştur.
Şimdiyse,bu sporu hiçbir zaman yapmamış olan Filistinliler diğerlerinin hesabını ödüyorlar.
************
Büyüyün ve çoğalın dedik, makinelerde büyüyüp çoğaldılar.
Bizim için çalışacaklarına söz vermişlerdi.
Şimdi biz onlar için çalışıyoruz.
Gıda miktarını arttırsınlar diye icat ettiğimiz makineler açlığı çoğaltıyorlar.
Kendimizi savunmak için icat ettiğimiz makineler bizi öldürüyorlar. Hareket etmek için icat ettiğimiz otomobiller bizi hareketsiz hale getiriyorlar.
Buluşmak için icat ettiğimiz şehirler bizi yalnızlaştırıyorlar.
Biz makinelerimizin makineleriyiz.
Onlar masum olduklarını iddia ediyorlar.
Ve bunda haklılar.
**************
Son olarak John Berger'den bir alıntıyla bitirelim;
“Eduardo Galeano yayımlamak, düşmanı yayımlamak gibidir: yalanların, eşitsizliğin, hepsinden önemlisi de unutkanlığın düşmanını. Suçlarımızı unutturmadığı için ona minnettarız. Onun şefkati yıkıcı, hakikati hiddetli.”
Yorumlar
Yorum Gönder